Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, geçen hafta ilaç raporlarıyla ilgili yeni kararı duyurdu.
Bakan Işıkhan, “Sağlık Uygulama Tebliği düzenlemeleri ve alternatif tedavi seçenekleri sayesinde yaklaşık bir yılda 3,2 milyar lira tasarruf sağladık” ifadelerini kullanmıştı.
Konu ile ilgili olarak, İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Yönetim Kurulu’ndan yazılı bir açıklama yapıldı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Elbette hastalarımızın kaliteli sağlık hizmetine en kısa sürede ulaşmaları adına atılan-atılacak her adım kıymetlidir ve desteklenmelidir, ne var ki sorunu doğru tespit etmediğimiz, doğru soruları sormadığımız takdirde atılan adımların yaşanmakta olan sorunu çözmekteki etkisinin de beklentileri karşılamayacağı açıktır.
Hastanelerde yaşanan yoğunluğun asıl sebebinin “özelliği olan kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların yazımı”ndan kaynaklı olmadığını bizler sahayı en yakından gözleyebilen sağlık profesyonelleri olarak rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sorunun temelinin çok daha derinlerde olduğunu ve ancak bu sebeplerin ortadan kaldırılmasına yönelik alınacak önlemler ile sağlık sistemimizde istenen ölçüde rahatlama sağlanabileceğini biliyoruz.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödeme koşullarını belirleyen SUT düzenlemeleri ile hastalarımızın uzman hekim randevusu alamama sorunun sadece çok az bir kısmına çare olabiliriz ki bunu dahi doğru teşhisle yapıldığında etkili ve değerli buluruz.
Mevcut düzenlemenin ve aynı zamanda yaşanan sıkıntıların sebebi iki basit konuya indirgenmiştir:
1. Hastalarımız Uzman Hekimlere randevu bulamıyor,
2. Bazı özel hastalıklara dair tedavilerde hastanın ilaç kullanım raporu dahi olsa daha kolay ulaşabildikleri aile hekimleri bu ilaçları yazdığında kurum ödeme yapmıyor uzmanına gitmek zorunda kalıyor
Konuyu herkesin daha etraflıca anlayabilmesi adına öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilaç bedelini ödemesi için gereken “REÇETE”yi doğru tanımlamalıyız.
“REÇETE bir hekimin bizzat görüp muayene ederek ve modern tıbbın tüm olanaklarını kullanarak yani özen yükümlüğü gereği olan tüm iş ve işlemleri yerine getirerek koyduğu teşhis ya da teşhisler sonrasında hastasına uygulamasını istediği tedaviyi yazdığı “RESMİ BELGE”dir.
Yani reçete denen resmi belge bizzat altında imzası bulunan hekimin sorumluluğunu da aldığı bir belgedir. Yazılan tedaviler ve ilaçlar için ilgili uzmanca kullanım raporunun düzenlenmiş olması, başka bir hekimce önerilmiş olması, hastanın talebi ile yazılması ve benzeri hiç bir sebep bu sorumluluğu ortadan kaldırmamaktadır.
Bu haliyle Yetkili olsa dahi yetkin olunmayan, tanısında-tedavisinin planlanmasında ve tedavinin olası komplikasyonlarının takibinde yetkin olmadığımız bir alan ya da hastalığa dair reçete düzenlememizin istenmesinin temelden yanlış olduğunu yüksek sesle ve tekraren belirtiyoruz.”